15 Haziran Cumartesi günü Pire Limanı İşçi Sendikası (ENEDEP), İsrail'e bağlı konteyner gemisi MSC ALTAIR'in Yunanistan limanına yanaşmasını durdurmak için harekete geçti. Gemi, Gazze'ye yıkım yağdırmak üzere savaş malzemeleri taşıyordu. Ablukanın güçlü bir şekilde devam etmesi sayesinde gemi İtalya'ya yönelmek zorunda kaldı ve İsrail'in savaş makinesine tüm dünya işçilerine örnek olacak bir darbe indirdi!
Her şeyden önce bu işçileri, Filistin'le dayanışma gösterenlere karşı yürütülen resmi iftira ve karalama kampanyasına meydan okuyarak Gazze'de yaşanan emperyalist katliama karşı gösterdikleri kararlı duruş için alkışlıyoruz.
Yunan devleti, Mayıs ayında Atina Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde Filistin yanlısı bir protestoya katılan dokuz Avrupa vatandaşının sınır dışı edilmeye çalışılmasında görüldüğü gibi, egemen sınıfın İsrail'i desteklemesine karşı çıkanlara baskı uygulamaktan çok mutlu olmuştur.
Ancak bu liman işçileri korkmayacaklarını ve emperyalizmin kanlı suçlarını engellemek için emekçilerin elindeki gücü kullanmaya hazır olduklarını gösterdiler.
Çürümüş bir "dostluk"
Yunanistan Başbakanı Kyriakos Mitsotakis geçtiğimiz Ekim ayında İsrail Başbakanı Netanyahu'ya Tel Aviv'e "sadece bir müttefik olarak değil gerçek bir dost olarak" geldiğini söyledi. Bu mide bulandırıcı olay sadece göstermelik değildi. Yunan egemen sınıfı doğal olarak kilit bir müttefiki savunmak için Batı emperyalizminin geri kalanıyla aynı safta yer alırken, Yunanistan'ın İsrail'e bağlı özel ekonomik ve siyasi çıkarları var.
Yunanistan, Kıbrıs ve İsrail yakınlarındaki Levanten Havzası'ndaki gaz rezervlerini Yunanistan'a ve diğer güney Avrupa ülkelerine taşıyacak olan 6 milyar Avroluk EastMed doğalgaz boru hattı projesini sürdürmek istiyor. Bu 1,900 km'lik boru hattı 9 milyar metreküpten fazla doğal gaz taşıma kapasitesine sahip olacak ki bu da Avrupa'nın arzının yaklaşık yüzde 10'una tekabül ediyor.
ABD'nin 2022'de desteğini çekmesiyle boru hattının fizibilitesi belirsizliğini korusa da Netanyahu EastMed ittifakını "İsrail devletinin enerji geleceği ve bir enerji gücüne dönüşmesi açısından muazzam bir öneme sahip" olarak gördüğünü ifade etti. İronik bir şekilde Mitsotakis boru hattının bölgesel barışa katkıda bulunacağını söyledi. Filistin'de on binlerce insanın öldüğü ve yüz binlercesinin yerinden edildiği bir dönemde, bu iğrenç bir şaka geliyor.
Gazze'deki savaş için ne bir kuruş, ne bir mermi
Emperyalistlerin arka oda anlaşmaları ve kirli diplomasisi bu politikacıların tek umurunda olan şeydir. Gazze'deki katliamı baltalamak için enternasyonal işçi sınıfının tüm eylemlerini desteklemeye, örgütlemeye ve yaymaya devam etmeliyiz.
Yunan liman işçileri, Hindistan'daki ve başka yerlerdeki meslektaşları gibi, ileriye giden yolu gösterdiler. Dünyanın dört bir yanındaki işçilerin Filistin halkını desteklemesinin en iyi yolu, İsrail'in soykırım savaşını besleyen endüstrileri felce uğratmaktır.
Eğer tüm ülkelerdeki liman işçileri İsrail'e silah taşıyan gemilere hizmet vermeyi ve kolaylık sağlamayı reddetselerdi, o zaman sadece bir konteyner gemisini değil, tüm filoları durdurabilirlerdi! Ya da yurtdışındaki teknoloji işçileri İsrail'in insansız hava araçları ve füzelerinde kullanılan yazılım ve donanımın fişini çekerse, Refah'a rutin olarak yağdırılan ölüm yağmuru durdurulabilir.
Ve nihayetinde, işçi sınıfının kitlesel örgütleri kolektif olarak "artık yeter!" deseler ve Filistin'le dayanışma içinde bir genel grev kampanyası hazırlasalar, tüm toplumu durma noktasına getirebilirler.
İsrail'in suç savaşını finanse eden ve kolaylaştıran emperyalist rejimleri felç edebilir ve kapitalistlere iktidar için meydan okuyabilirler: Filistin'in içinde bulunduğu kötü durumun nihai kaynağı olan çürümüş sistemi parçalamanın temelini atabilirler.
Yunanistan'da işçi sınıfının gerçek gücünü gördük!
İlerlemenin yolu budur: İsrail savaş makinesi için ne bir kuruş, ne bir cıvata, ne de bir mermi! Birine yapılan saldırı herkese yapılmıştır! Özgür Filistin! Kahrolsun emperyalizm!