Flasko’daki bir Toplantıda Okunan bir Mektup – Campinas/SP bölgesinde işçilerin denetimindeki bir fabrika – krizden çıkmanın yolunu gösteriyor.
Flasko’nun ve İşgal Fabrikaları Hareketinin davetiyle 13 Aralık 2008’de bir araya gelerek, işçi sınıfının durumunu tartıştık. Kapitalistler ve onların üretim araçlarının özel mülkiyetine dayanan rejimlerinin organize ettiği ekonomik kriz öncesinde, 2002/2003'te Cipla/Interfibra ve Flasko'nun işçiler tarafından işgal edilmesine ve yönetimlerinin ele geçirilmesine yol açanlarla aynı olayların mevcut olduğunu not ettik. Patronlar, kazanılmış hakları geri alarak, işten atmalarla, iş yoğunluğunu arttırarak ve nihayetinde de fabrikaları kapatıp yıkarak, bir kez daha işçi sınıfının bedel ödemesini istiyorlar. Suyunu çıkarana dek sömürüyorlar ve kriz geldiğindeyse işçilerin posasını bir yana atmak istiyorlar.
Campinas-SP bölgesinde, işten çıkarmalar büyük işletmelerde 2500’ü aştı. Uluslararası Çalışma Örgütünün tahminine göre, tüm dünyada bu rakam işini kaybetmiş 20 milyon kişiye çıkacak [Ocak’ta UÇÖ 2009’da 51 milyon yeni işten çıkarmanın öngörüldüğü yeni bir rapor yayımladı – sitenin yayıncısını doğruluyor]. Ancak 2002/2003’teki krizden bugüne dek işçiler tarafından kontrol edilen Sumare-SP’deki Flasko fabrikasının direnişi, izlenecek yola ilişkin yolu gösteriyor. Bu, Venezüella, Arjantin, Uruguay, Paraguay ve Bolivya'daki işgallerin yolu. Ve mevcut krizle, “Republic of Doors and Windows” fabrikasının işçiler tarafından işgali ile ABD’ye de ulaştı. Bu nedenle Arjantin’deki işgal fabrikasının– IMPA – Buenos Aires meclisince kamulaştırılması haberlerini coşkuyla alıyoruz. Tüm dünyada işçi sınıfı işini korumaya ve kapitalist krizden sosyalist bir çıkış yolu açmaya çalışıyor.
Krizin, işsizliğin ve sefaletin sorumlusu işçiler değil. Patronlar yıllar boyunca milyarder olmalarını sağlayan karlar elde ettiler ve topladıkları vergilerin ve işçi haklarının değil, kendilerinin sebep olduğu kriz çıkageldi. İşçileri işten çıkarıyorlar ve işçileri ortada bırakarak hileli iflas açıklıyor veya işletmeleri kapatıyorlar. Sömürüyü katmerlendirmek istiyorlar.
2002/2003’te, büyük bir kriz binlerce işçinin işten çıkarılmasına ve ülke çapında binlerce fabrikanın kapanmasına yol açtı. Cipla ve Interfiber işçileri – bir sonra ise Flasko – artık yeter dediler. Fabrikaları işgal ettiler ve işçi denetimi altında üretimi ele aldılar ve İşgal Fabrikaları Hareketini örgütlediler.
İşgal Fabrikaları Hareketi, Cipla’da, patronların asalaklığı olmaksızın çalışma saatini ücretleri kesmeden ve Cumartesileri tatil yaparak haftada 40’a indirmenin mümkün olduğunu gösterdi. İki yıl sonra Cipla işçileri çalışma saatini, ücretleri düşürmeden ve işi çoğaltarak haftada 30’a indirdiler. İşgal fabrikalarındaki her zafer, diğer işletmelerdeki patronların biraz daha kızmasına yol açtı ve Brezilya’daki işçilerin mücadelesinin bu mevzisine saldırmak için organize olmaya başladılar. Bu nedenle 200/’de hükümet Cipla/Interfibra’ya 150 silahlı federal polisle müdahalede bulundu ve fabrikayı işçilerden aldı. Bunun işçilerin direnişine ve İşgal Fabrikaları Hareketine son vereceğini düşünüyorlardı. Kendileri açısından katlanılmaz olan bu duruma halihazırda ilan edilmiş ekonomik kriz öncesinde bir son vermeyi amaçlıyorlardı.
Ancak,
beklediklerinin aksine, polis müdahalesi yalnızca işgal fabrikalarının ve bu
hareketin işten çıkarmalara, fabrika kapatmalara karşı, işçi denetimindeki işgal
fabrikalarının kamulaştırılması mücadelesinin daha da yükselmesine yaradı. Tüm
dünyada işçiler ve işçi örgütleri, Cipla/Interfibra’yı ve Flasko’yu savunmak
için İşgal Fabrikaları Hareketini desteklemeye giriştiler. İşçi hareketinin
direnişi öylesine güçlüydü ki Flasko işçileri hileli bir müdahaleye direnmeyi
başardılar, enerjileri kesilmiş durumda birçok saldırı karşısında 40 gün
dayandılar. Ve fabrika halen açık ve üretimde, ki bu bizim bu Toplantıyı fabrika
içinde yapmamıza olanak sağlıyor.
Tüm işçileri, sendikalar ve işçi sınıfı
örgütlerini birleşmeye, tartışmaya, direniş ve seferberlik örgütlemeye
çağırıyoruz, işçileri savunmaya çağırıyoruz, çünkü, işçilerin güncel ve tarihsel
çıkarları açısından, evet, bir çıkış var. Ve bu çıkış yolu, hiçbir işten
çıkarmayı, hiçbir ücret düşüşünü ve hak gaspını kabul etmemekle başlıyor.
İşverenlerin işten çıkarma, kapatma, hak gaspı tehditlerine karşı, işçiler
tarafından seçilen hükümetin tüm işleri güvenceye almak için fabrikaları
kamulaştırması ve kapitalistlerin organize ettiği sosyal sefaleti önlemesi
talebiyle, grevler, gösteriler örgütlemek ve tehdit altındaki fabrikaları işgal
etmek önemli.
Birimize yapılan saldırı hepimize yapılmıştır!
* İşten
çıkarmalara son!
* İşlerimizi ve
kazanılmış haklarımızı savunacağız!
* Krizin faturası kapitalistlere!
*
İflas eden her fabrika işgal fabrikasıdır!
* İşgal fabrikaları
kamulaştırılmalıdır!
* Flasko’yu savunmaya!
* İşgal et, ele
geçir, üret ve kamulaştır!
Mesa do Encontro: Pedro Santinho – Coordenador do Conselho de Fábrica da Flaskô, Serge Goulart – Coordenador do Movimento das Fábricas Ocupadas, Filipe – Movimento dos Trabalhadores Sem Teto (MTST), Carla – Movimento dos Trabalhadores Desempregados (MTD), Samuel Moreira – Associação dos Moradores da Vila Operária e Popular, Plínio – Sindicatos dos Ferroviários de Bauru, MT e MS, Marcela Moreira – Vereadora de Campinas (PSOL), Raul Marcelo – Deputado Estadual de SP (PSOL), Daniel – Diretório Central dos Estudantes da Unicamp, Sebastião Gonçalves – representante da Prefeitura de Sumaré-SP.