Son iki aydır Türkiye'de Tekel direnişi ile ilgili bazı gelişmeler oldu. Bunlardan ilki Danıştay'ın Tekel işçilerinin 4-C statüsüne geçmeleri için Hükümetin verdiği 1 aylık süreyi 8 aya çıkarmasıydı. Bu gelişmenin, işçilerde kısmen bir rahatlama ve zafer havası yaratsa da, uzun vadede sorunu ertelemek dışında bir işe yaramadığı açıktır. Bundan sonraki gelişmeler hükmetin tavrına ve son dönemlerde bahsettiği demokratik açılım konusunda ne kadar samimi olduğuna odaklanacak. Hükümet için bir nevi samimiyet testinden bahsetmek mümkün demokratikleşme anlamında.
Hükümet bu ortamda anayasa değişkliği paketi ile kendisi için potansiyel tehdit olarak gördüğü yargıyı ele geçirme peşinde. Bu niyetin varlığı açıkça anlaşılıyor. Buna karşı çok fazla bir şey yapılamayacağı da ortada...Referandumdan da kabul oyu çıkacağı büyük olasılık. Bu durum devlet içinde kırılmaların olduğunu ortaya koyuyor.
Konjonktür böyle. Bu şartlar altında Taksim 33 yıl sonra ilk kez emekçilere açılıyor. Bu gelişme 2007'den beri verilen mücadelenin sonucudur büyük ölçüde.
Mayısın 1'inden sonra gelişmeleri yazmaya devam edeceğim.
Sevgiler,
Kanca